Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

2,5 yaşında çocuk felci geçiren Melike Öğretmen 23 yıldır öğrencilerini başarıyla hayata hazırlıyor

2,5 yaşında geçirdiği ateşli hastalık nedeniyle felç geçiren ve ortopedik engelli olan evli ve 2 çocuk annesi Türkçe öğretmeni Melike Uymaz, 23 yıllık öğretmenlik hayatında öğrencilerini başarıyla eğiterek hayata kazandırıyor.

2,5 yaşında geçirdiği ateşli

46 yaşında 2 çocuk annesi ortopedik engelli Türkçe öğretmeni Melike Uymaz 23 yıldır öğretmenlik yapıyor.

Hayatı, yaşadıkları, eğitim ve öğretmenlik dönemleri ile ilgili SABAH gazetesine konuşan 23 yıllık öğretmen Melike Uymaz konuşmasında; 1978 Kayseri doğumluyum. Görevde 23’üncü yılımdayım. Mesleğe 2001 yılında başladım. 2007 yılından itibaren Erzincan’dayım. Mesleğimde ilk 6 yıl memleketim Kayseri’de çalıştım. Evlendikten sonra 2007 yılında buraya geldim. 2008 yılından itibaren de Müşir Zeki Paşa Ortaokulunda görev yapıyorum.

Erciyes Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum. Bölümümü derece ile bitirdim. Çocuklara emek vermek çok zevkli. Mesleğimi gerçekten severek yapıyorum. Ne sıkıntım olursa olsun sınıfa girince bütün sıkıntılarımı unutuyorum.

ENGELİMİN HAYATIMA ENGEL OLMASINA İZİN VERMİYORUM

2,5 yaşında ateşli bir hastalık ile çocuk felci geçirdiğini belirten Melike Öğretmen; o yıllarda çocuk felci aşısı yapmamışlar bana. İlk hastalandığımda belden aşağım tamamen felçliymiş. Doktorların ömür boyu yürüme yeteneğini kaybetti, “bırak yürümeyi, oturamaz bile bundan sonra” denilmiş. Daha sonra uzun bir tedavi süreci yaşadım. Yıllarca sayısını unuttuğum operasyonlar geçirdim.  Şükürler olsun şu an her işimi görebilen bir durumdayım. Hiçbir işimi yarım yapmam.  Bu engelimin, hayatıma engel olmasına izin vermiyorum. Çünkü, her şey insanın kafasında bitiyor. Bir şey yapmak isterken azmedersen o şeyi mutlaka yaparsın. Benim, “bunu yapamam” dediğim hiçbir şey olmadı.  Her şeyi yapmaya gayret ediyor, her ortama girip çıkabiliyorum. Bir kadın olarak ailemin, çocuklarımın hiçbir ihtiyacını göremediğim olmadı bu güne kadar.

Engelli bireylerin hayattan uzaklaştırılmalarına karşı olduğunu da ifade eden Melike Öğretmen; engellilerin ötekileştirilmelerine, evlerine hapsedilmelerine karşıyım. Bunun, biraz da toplum baskısından olduğuna inanıyorum. Siz akran zorbalığı gördünüz mü diye sorarsanız evet küçükken gördüm. Benim hayat felsefem şu: Engelimi ortadan kaldırma ihtimalim var mı? Yok. Bunu dert etmek yerine bununla yaşamayı öğrenmem benim hayatımı kolaylaştırdı. Günlük hayatta mutlaka bazı sıkıntılarla karşılaşıyorum. Ama bu sıkıntıların hayatımda bir şeylere engel olmasına izin vermiyorum” dedi.

Okul sürecinde ailesinin, daima yanında olduğunu, maddi, manevi her zaman destek verdiklerini söyleyen Melike öğretmen; her ne kadar akran zorbalığına uğramış olsa da kendimi daima şanslı gördüm. Arkadaşlarımdan da destek gördüm. Küçük yaşta, kendi yaşıtlarım arasında söz ve davranışlarla rahatsız edildiğim oldu. Benden büyüklerin ise sürekli “sana ne oldu?” diyerek yorum yaptılar. Bunları çocukken kafama çok takıyordum ama zamanla bunu aştım. Benim gerçeğim bu. Hayatımı, bu gerçekle yeniden dizayn etmeyi öğrendim. Okumam noktasında en büyük destekçim annem oldu. Sürekli “sen okumak zorundasın” diyordu. Küçükken bu ısrarının çok anlamadım ama şu an daha iyi anlıyorum. Bana bu azmi verdiği için ona ne kadar teşekkür etsem az.

Aslında Hukuk okumak ve avukat olmak istediğini söyleyen Melike öğretme: şuan bakıyorum iyi ki hukuk okumamışım. Çok klişe bir laf gibi gelebilir belki ama öğretmenlik hakikaten çok kutsal bir meslek. Erzincan’a ilk geldiğim zaman mezun ettiğim öğrencilerim büyüdüler, okudular, evlenenler var. Bazen karşılaşıyoruz. Kendimle gurur duyuyorum o çocukları görünce. Ayrıca öğretmenlik, hareketli bir meslek. Masa başında bir memurluk gibi değil öğretmenlik. İlk hayalini kurduğum meslek olan avukatlıkta, her zaman beni mutlu edecek davalarla muhatap olmayacaktım. Ama öğretmenlikte her zaman beni mutlu eden çocuklarıma emek veriyorum. Öğretmen olduğum için Allah’a çok şükrediyorum. Bir doktorun “sen öğretmen olamazsın” sözüne çok takıldığını, fakat fakülteden bir değerli hocamla bunu paylaşınca, “gözü görmeyen öğretmen arkadaşlarımız oluyor. Senin neyin var ki öğretmen olamazmışsın. Bence sen, çok harika bir öğretmen olursun” diyerek destek olduğunu belirten Melike öğretmen; Okul bitiminden sonra atanma esnasında bizlere devletimiz ayrıcalık tanıyor. Köylere değil doğrudan il ve ilçe merkezlerine atama yapıyor. Devlet yöneticilerimizden Allah razı olsun. Engellileri bu noktada yalnız bırakmıyorlar. Mevzuat buna göre tasarlanmış. Dezavantajlı grupları gözeten bir anlayışla tasarlanmış. İlk atamam da zaten Kayseri Merkeze oldu.

EŞİM HER KONUDA YANIMDA OLDU

Evlendikten sonra eşinin çok desteğini gördüğünü ifade eden Melike öğretmen; Eşim her konuda yanımda oldu. Durumumu hiçbir zaman bir eksiklik olarak görmedi. Hatta farkındalığı daha da artı. Engellilere özel durumlara daha duyarlı oldu. Mesela en basitinden yüksek kaldırımların sıkıntı olmadığını düşünürmüş önceden ama şimdi benimle birlikte küçük detayların ne büyük sıkıntılar verdiğini görüyor ve gerekli yerlerle iletişime geçiyor.

Burada kanun koyucularda sıkıntı yok. Devletimiz engelliler için çok güzel çalışmalar yapmış. Pozitif ayrımcılık ve yaşam alanlarının engellilere uygun şekilde dizaynı konularında yasal düzenlemeler bence yeterli. Bizler için yeterli olmayan, kanunları uygulayan yetkililerin ve birlikte aynı toplum içinde yaşadığımız insanların aynı bilinçte olmamaları.

Görev yaptığı okulda engelli asansörünün büyük bir niğmet olduğunu, amacı doğrultusunda kullanımının önemli olduğunu belirten Melike öğretmen; mesela benim sınıfım 4. Katta. Asansör olmasa nasıl çıkarım? Okul idarecilerimiz ders programlarımız yapılırken bizlere isteğimiz doğrultusunda pozitif ayrıcalıklar tanıyor. Az ders alma gibi, sadece yarım öğün okula gelmem gibi. Zaten devletimiz bizlere bu ayrıcalığı yasal olarak sağlamış. Okulumdan, arkadaşlarımdan, öğrencilerimden çok memnunum.

Üniversite tercihini sanki sadece Kayseri’de kalacak yaşayacakmışım gibi düşünerek yaptım. Kendi memleketimde okumayı ve ardından yine Kayseri’de çalışmayı düşünüyordum.  Memleketim de okumasan büyük zorluklar yaşarım diye düşünerek Kayseri Erciyes Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı bölümünü tercih ettim. Buna rağmen çok zorluklar yaşadım. İlk ve orta öğretim hayatım boyunca babam her gün beni okuluma götürdü getirdi. Yetmedi üniversite okurken de aynı şekilde çok destek oldu. Üniversitedeyken babam bıraktıktan sonra kış şartlarıyla birlikte bata çıka derse gittiğimi biliyorum. Tabi neredeyse 30 yıl öncesinden bahsediyoruz. O yıllarda şartlar ve imkanlar bu günkü gibi değildi.

TOPLUM ENGELLİLERLE ALAKALI DAHA ÇOK BİLİNÇLENMELİ

Engellilere karşı toplumun daha fazla bilinçlenmesinin gerektiğini söyleyen Melike öğretmen; insanlar gidip araçlarını engelliler için ayrılmış yerlere park etmemeli. Bizler çocukları, öğrencileri böyle yetiştirmeliyiz. Sadece bedensel değil, farklı engelli kardeşlerimizde var. Bunlara, toplum olarak ötekileştirmeden yaklaşmak lazım. Ben öğrencilerime bu konuda kendimden de örnekler vererek bir şeyler aktarmaya çalışıyorum. Hiçbir insanın birbirinden farkı yok. İnsanlar eşit yaratılmış. Ben burada engelliliğimi aynı zamanda avantaja da çeviriyorum. Engelli bireylere kendimden örnekler vererek hayata küsmemelerini sağlıyorum. Özellikle engelli bireylerin bir iş sahibi olmaları gerektiğine inanıyorum. Her engellinin maddi durumu iyi olmayabilir, evlenemeyebilir. Ailesinden ayrı kaldığında da hayatını idame ettirmesi gerekiyor. Engelli vatandaşlar yapmak istediği bir şeyi çok daha istekli yapıyorlar. Bunu kendimden biliyorum” dedi.

DEVLETİMİZ HER ZAMAN YANIMIZDA

Devletin her zaman yanlarında olduğunu belirten Melike öğretmen;  Engelli olmamızdan dolayı bizlere, şark görevi çıkmıyor. Köylere değil il ve ilçe merkezlerine atamalarımız yapılıyor. Gerçekten devletimiz zaman yanımızda. Buradan şunu özellikle ifade etmek istiyorum. Engelli olmayan vatandaşlarımız, sürekli empati yapsınlar. Engellilik, birini isteği ile veya bir cezalandırma sonucunda gelmemiş. Kaza yaparak sakat kalmış biri cezalandırılmıyor. Kaza, netice de herkesin başına gelebilir. Sağlıklı doğmuşum ve ardından 2,5 yaşında felç geçiriyorum. Buna rağmen ben ne yaptım? Okudum, bir bedel ödedim ve bu gün buradayım. Sağlıklı insan kendinde bir üstünlük görmemeli. Sıklıkla empati yapmalı diye düşünüyorum.

Melike öğretmen tüm engellilere ve özellikle engelli kadınlara, azimli olmaları gerektiği telkininde bulunarak sözlerini tamamladı.