Erzincan Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi başhekimi Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız ve Başhekim Yardımcısı Dr. Necati Bulut Organ Bağışı Haftası dolayısıyla Cumhuriyet Başsavcısı Dr. Ali Öztürk ve Adalet Komisyonu Üyesi Hâkim Bayram Köseoğlu’nu ziyaret ederek organ bağışı hususunda kendilerine bilgi verdiler.
Ziyaretin ardından kendilerini organ bağışçısı yapan evraklara imza atan Cumhuriyet Başsavcısı ve Adalet Komisyonu Üyesi, 03-09 Kasım Organ Bağışı Haftası’nın önemine vurgu yaparak, organ bağışının yaygınlaştırılması bakımından önemli olduğunu belirttiler.
18 YAŞINI DOLDURMUŞ, AKLİ DENGESİ YERİNDE OLAN HERKES ORGAN BAĞIŞINDA BULUNABİLİR
Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihat Tekin organ bağışının önemine vurgu yaptı. Organ bağışının önemi ile ilgili bilgi veren Tekin; “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde organ yetmezliği nedeniyle organ nakli bekleyen hastalar önemli sorun oluşturmaktadır. Ülkemizde maalesef Sağlık bakanlığımızın sistemine kayıtlı yaklaşık 30 bin hasta organ beklemekte ve bu listeye her yıl 6 bin’in üzerinde yeni hasta eklenmektedir. Bekleyen hastaların her yıl yaklaşık bin 300’ü organ bulamadığından hayatını kaybetmektedir. Bu hastaların tek umudu organ bağışıdır. Organ bağışı kişinin hayatta iken kendi iradesiyle, organlarının bir kısmının veya tamamının ölümünden sonra başkalarının tedavisi için kullanılmasına izin vermesidir. 18 yaşını doldurmuş, akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışında bulunabilir. Başta böbrek olmak üzere, karaciğer, kalp, akciğer, ince barsak ve pankreas gibi organlar Kalp kapağı, göz kornea tabakası, kas, kemik ve kemik iliği gibi dokular, son yıllarda giderek artan hızda yüz ve ekstremiteler bağışlanabilmektedir.
HER ORGAN BİR HAYATTIR
Türkiye’de organ bağışının istenilen düzeye ulaşmamasında ve toplumda yeterli duyarlılığın oluşmamasında bilgi eksikliği, önyargılar ve yanlış inanışlar önemli rol oynamaktadır.
Organ bağışının dini yönden sakıncası yoktur. Büyük dinlerin çoğu organ bağışını onaylamakta ve desteklemektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, 3.3.1980 tarih ve 396/13 sayılı kararı ile organ naklinin caiz olduğunu açıklamıştır. Bu kararda; Zaruret halinin bulunması, yani hastanın hayatını veya hayati bir organını kurtarmak için bundan başka çarenin olmadığının mesleki ehliyet edilmesi, Hastalığın bu yolla tedavi edileceğine ilişkin doktor kararının olması, Doku ve organı alınacak kişinin bu işlemin yapılmış olduğu sırada ölmüş olması, Organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken aksine bir beyanı olmamak şartıyla yakınlarının rızasının sağlanması, Alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir şekilde ücret alınmaması,
Tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak olan bu nakle razı olması gerektiği belirtilmektedir. Yine aynı kararda “organınızı vereceğiniz kişi yaptığı iyilik ve fenalıklardan kendisi sorumludur” denilmektedir.
Kuran-ı Kerim’de de “kim bir insana hayat verirse onun tüm insanlara hayat vermişçesine sevap kazanacağı” beyan olunmaktadır (Maide suresi, ayet 32). Her organ bir hayattır. Organ bağışı ile geleceğimizi aydınlatmak elimizdedir. Umudumuz organlarımızın toprak olması yerine başkalarına da hayat vermesidir”