“TÜRKİYE GİBİ OLMAK”

Uzun yıllardır hep nasılsınız diye sorulduğunda TÜRKİYE gibiyim diye cevap vermeyi seviyorum. Hem geçmişi hem bu günü hemde geleceği kucaklayan bu deyim kimilerince pekte anlaşılmasada benim için uygun bir cevap olmuştur.

Türkiye gibi olabilmek insanımızla toprağıyla havasıyla bir ülkenin parçası olduğumun cevabıdır. Geçmiş ve gelecek birliğini memleketi ile eş değer görenlerin anlayışı işte tamda budur. Kıvançta ve tasada birlikte olabilmek bunun dışındaki kimliklerin anlamını ve önemini yitirmesi gerekliliğininde zaruretidir. Çünkü adil olabilmenin koşulu budur. Yoksulun dert ortağı yoksunluğun ve yoksulluğun çaresi budur.

Hep söylenir ya hepimiz aynı gemideyiz. Evet gemide rollerimiz ve sorumluluklarımız değişsede aynı gemideyiz. Bu gemi ki asırların metal yorgunluklarını barındıran bir inşaa sürecinden sonra dev dalgalı okyanusta yol almaya çalışıyor. Geminin sorumlu üretim mühendisi Gazi Mustafa Kemal tamda dev dalgaların olabileceğini inşa ettiği gemide kullandığı malzemenin kodlarında okuyabilmiş ve tarihi yolculuğunda temel güzergahı belirlemiştir. Bu geminin muassır medeniyetler limanına olan yolculuğunda zaman zaman tayfalar isyan etmiş, zaman zaman kaptan etrafta gördüğü manzaraların ve iltifatların büyüsüne kapılarak rotayı değişmeye çalışmıştır.Ancak herkesin gözden kaçırdığı bir husus varki o da geminin sağduyulu insanlarada sahip olduğu gerçeğidir.Bazen gemi su aldığında batacağını düşüneneler de olmamış değil olmayacağıda söylenemez. Geminin su aldığı zamanlarda batma korkusuyla filikalarını hazır bekletenler kompartımanlardaki  suyla yükselecek değerli eşyaların ne kadarını daha birlikte götüreceklerini düşüne dursunlar.Geminin yapımında atalarının emeği ve ruhu olanlar biliyor ki bu gemiden başka gemileri yok o nedenlede ne pahasına olursa olsun bu gemiyi yüzdürecek olmanın azmi ve kararlılığı içerisinde çalışmaya devam etmektedirler.

Okyanus dalgalı zaman zaman dalgaların etkisiyle yönünü değiştirmek isteyen bu geminin varacağı liman bellidir. Belli olmayan ise bu yolculukta sesiz kahramanların emeklerinin kıymetinin bilinip bilinmeyeceğidir. Bu gemi evrensel değerleri özümsemiş, kimliklerin ayrıcalık vasıtası değil zenginlik olarak gören paydaşların çoğalması ile yaralarını sarıp yoluna devam edecek olmasıdır.

Bizi bu rotamızda tutacak pusulamız unutulmamalıdır ki Adalettir. Kendimize reva görmediğimiz muameleyi başkasına yapmamak başkası hakkından da düşünmemek bu konuda yasalardan daha üstün bir çözüm yöntemidir.

Muassır medeniyet seviyesinin üstüne çıkabilmek çağa ve dünyaya yön verebilmek ancak pusulamızı şaşırmadığımız müddetçe gerçekleşecektir.