DEPREM

1- Kâinatta olan her şey Allah Teâlâ’nın mutlak kudreti, iradesi ve yaratması ile olur. Rabbimizin bilgisi dışında hiçbir şey gerçekleşmez; yaprak düşmez, karınca yürüyemez. Allah Teâlâ bütün kâinatın yaratıcısıdır ve mâlikidir. Hayatın ve ölümün Rabbidir. Veren de alan da O’dur. 
2- Rabbimiz hayatı ve ölümü sebeplere bağlamıştır. Aslında dileseydi her şeyi sebepsiz de yaratıp yok edebilirdi. Öyle yapmamış! Mesela yaratmak için doğumu, ölüm için kazayı, hastalığı ya da yaşlanmayı sebep yapmıştır. 
3- İnsan âciz ve muhtaçtır. Kâinat göz önüne alındığında bir toz bile değildir. O halde ona düşen haddini bilmek, Allah Teâlâ’nın rızasını kazanmak, dürüst olmak, doğru işler yapmak ve esbâba tevessül etmektir. Rabbimiz hiç kimseye gücünün yetmeyeceği yük yüklememiştir.
4- Allah Teâlâ insana akıl gibi bir nimet vermiştir. Akıl, insana verilmiş en büyük nimettir. Aklı sayesinde insan Rabbinin muhatabı olmuştur. Akıl; tecrübeyi, bilimi ve ders çıkarmayı gerektirir. İnsan yaşadıklarından ve tarihten ibret almalı; tedbirli olmalıdır.
5- Allah Teâlâ insanları bolluk ve darlıkla sınar. Bu bir eğitimdir. Rabbimizin burada neyi murad ettiğini asla bilemeyiz. Acaba günahlarımız yüzünden mi felaket yaşadık anlayamayız. Bize düşen sebeplere yapışıp teslim olmaktır. Dua edip Rabbimize halimizi arzetmek; ümidimizi kesmemektir.
6- İnsan, başına gelen felaketlerde doğrudan suçu olup olmadığına bakmalı ve acaba neyi eksik bıraktım, demelidir. Doğa olayları çok büyük oranda insan hatası yüzünden felakete dönüşür.
7- Deprem, doğal bir tabiat olayıdır. Aslında selden, heyelandan ve fırtınadan farkı yoktur. Depremi de yaratan hiç kuşkusuz Allah Teâlâ’dır. Ama çürük binaları yapan, çimentodan demirden çalan, iyi işçilik yapmayan, fay hatlarına şehirler kuran ve inşaatları denetlemeyen, insandır. 
8- Allah Teâlâ insanlara bol bol nimetler bahşetmiştir. Rabbimiz kullarını âciz, sefil ve zelil görmekten hoşlanmaz; bilakis güçlü ve kuvvetli insandan hoşlanır. Allah insanı depreme dayanıklı şehirler yapmaya muktedir yaratmıştır. Bir ülkede yıkım yapmayan deprem, bir başka ülkede ağır yıkım yapıyorsa insanlar kendilerini sorgulamalıdır.
9- Sonuç olarak ya kendimize çekidüzen verip mutlaka ama mutlaka yaşayacağımız depreme hazırlıklı oluruz ya da deprem olur; yıkar, geçer, ölürüz. “Allah’ım bizlere bu acıları bir daha gösterme”, “Allah’ım muhafaza et” ve “Allah korusun” şeklindeki dualarımız ancak depreme hazırsak anlam ifade eder. Rabbimiz yeryüzünü sünnetullahı üzere yaratmıştır. Allah’ın sünnetinde değişiklik olmaz. O, hakkedene hakettiğini; müstehak olana da layık olduğu şeyi er ya da geç yaşatır. Hasılı başımıza ne geliyorsa kendi halimizdendir.