Nöbetçi Eczaneler
Erzincan eski terminal önünde toplanan partililer Dörtyol Cumhuriyet Meydan’ına kadar Türk Bayrakları ile Yaşasın Cumhuriyet sloganları atarak yürüdüler.
Cumhuriyet yürüyüşüne CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, CHP Erzincan İl Başkanı Zeynep Erdoğan Sarıca, Merkez ilçe, Kadın kolları, gençlik kolları ve partililer ile vatandaşlar katıldı.
Yürüyüş sonrası bir açıklama yapan CHP Erzincan İl Başkanı Zeynep Erdoğan Sarıca; 1923 bir bağımsızlık hikâyesi. Bundan tam 100 yıl önce başlayan, cesur yürekli bir ulusa özgü yazılmış, henüz kalem bile tutamamış ellerin kahramanı olduğu destansı bir hikâye. Gövdesi Atatürk, dalları şanlı tarihi ile tüm dünyayı kendine hayran bırakan eşsiz milletin, kökleri ise canını hiç düşünmeden bu vatan için Çanakkale’de Kurtuluş Savaşı’nda feda eden Mehmetçiklerimizindir. Özgürlük ile dalları arşa uzayan, bereketli demokrasi yağmurları ile sulanan, gölgesi Edirne’den Ardahan’a ulaşan bir çınar ağacıdır. Esaretin karanlığı son bulmuştu, O 29 Ekim sabahı. Millet tek yürek olmuş, ülke yönetiminde, geleceğinde söz sahibi olmuştu. O 29 Ekim sabahı, yurtta özgürlüğün kokusu vardı. Türk insanında bir heyecan, toprağında bir ahenk saklıydı. Yüce Türk Bayrağı rüzgârla ilk dansına kalkmıştı.
19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal’in Samsun’a çıkışı ile başlamıştı her şey. Türk Milletinin kanında var olan özgürlük ve bağımsızlık duygusunun fidanları Samsun’da atılmıştı, sonrası kurtuluş mücadelesi. Gelin, hep birlikte özgürlük yolundan seslenelim mi onlara, nasıl bir aşka gittiniz, sormadan, sorgulamadan, dönmeyi düşünmeden, sıcak yataklarınızı, sevdiklerinizi, evlatlarınızı bırakarak. Bir umudu bir millete kavuşturmayı nasıl düşlemiştiniz. Sen Nene Hatun; kardelenlerin can suyu olacağını bilmiş miydin? Sen Kınalı Ali; eline kına yakarken anacağının, sebebini cephede öğreneceğini, nesilden sesile aktarılacağını tahmin etmiş miydin? Sen Seyit Onbaşı; kurtuluş uğruna sırtlayıp kaldırdığın merminin, bizi hala ayakta tutacağının tasavvur etmiş miydin? Peki, sen Satıçırpan; elinin hamuru ile erkeğin işine karışırken, mermi taşıyarak başlattığın davanı meclis sandalyesine taşıyacağını, nice kadınlara feyz olacağını kurgulamış mıydın? Sen Yörük Ali; eğilmez başların, bükülmez bileklerin süngüsü olacağını, adına efelerin efesi diye türkü yazılacağını bilmiş miydin? Ve sen; Selanik’ten ayrılan Mavi Gözlü Adam, genç yaşında asker olduğunda vatanını, milletini her şeyin üstünde tutup “Ya İstiklal Ya Ölüm” dediğin gün, bir milletin haysiyet ve şerefini, bütün her şeyin önüne koyduğunda, bir ulus olacağımızı, seçip seçileceğimizi, fikrimizin hür vicdanımızın hür olacağını biliyordun elbet değil mi?
O günlerden bugünlere gelen tam 100 yıl, özgürce, tamda istediğin gibi. Daha nice yüzyıllara giderken, bir de durup arkaya bakmak gerek arada. Oradaki sisli havaya, çekilen acıya, bir elinde sancağı, bir elinde süngüsüyle seni, senin geleceğini koruyan Atalarını görmek için. Biz kolay kazanılmayan Cumhuriyetin çocuklarıyız. Korumak istiyorsan Cumhuriyeti hiç durma. Oturduğun sıradan başla işe, kullandığın tebeşirden, yürüdüğün yoldan. Bilmediklerini araştır ve duyur herkese. Çekebildiğin kadar yükseklere çek Al Bayrağı. Tutabildiğin kadar yüksek tut İstiklal Marşını okurken sesini.
Hoş geldin Cumhuriyet: Ülkeme bir milletin bağımsızlığı söz konusu olduğunda nasıl tek yumruk olup, her şeyi başarabileceğimizi anlamamızı sağladığın için. Bir annenin tüm dünyayı değiştirebileceğini gösterdiğin için. Bir babanın vatan toprağının efendisi olduğunu, bana böyle bir ülkenin evladı olma onurunu yaşattığın için sonsuz teşekkürler, Özgürlük yolunda ilelebet. 100. Yaşın kutlu olsun Cumhuriyet!!