Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı koordinasyonunda ve TGA desteğiyle bu yıl dördüncüsü düzenlenen hafta kapsamında, 2025 yılı teması “Türk Mutfağı Klasikleri” olarak belirlendi.
Erzincan’da İl Tanıtım ve Geliştirme Kurulu kararıyla organize edilen kutlamalar çerçevesinde, yöreye özgü klasik yemeklerden oluşan özel bir menü hazırlandı. Menünün öne çıkan lezzetleri arasında Etli Kuru Fasulye, Keleçoş, Yaprak Sarması, Su Böreği, Gendime Çorbası, Gendime Pilavı, Gasefe ve Erzincan Kesme Kadayıfı yer aldı.
Bu yıl “Aile Yılı” ilan edilmesi nedeniyle Çadırcı Hamamı’nda “Erzincan’da Aile Sofrasından Nesiller Arası Bir Mutfağa” adlı özel bir etkinlik de gerçekleştirilecek. Etkinlikte aileler, Erzincan’ın geleneksel yemekleri eşliğinde bir araya gelerek hem aile bağlarını pekiştirecek hem de kültürel mirasın yaşatılmasına katkı sunacak.
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamasında: ‘21-27 Mayıs arası biliyorsunuz, Türk Mutfağı Haftası. Bizim arkadaşlarımız da Erzincan’ın en güzel gastronomisinde olan yerel yemeklerini hazırlamışlar. Aynı zamanda çok da güzel bir güzellik yapmışlar; Erzincan’daki koruyucu ailelerimizi de bu etkinliğe davet ettiler. Gerçekten biz burada beraber, kendi kültürümüze, ailelerimize ait yemekleri tadarken şunu fark ettik: Bizim geçmişe dayalı çok değerli yemeklerimiz var. Bunları gelecek nesillere tanıtmamız gerekiyor ve bunları yaşatmamız gerekiyor. Sebebi de şu: Her yemeğin bir hikâyesi var, her yemeğin bir hatırası var.
Eğer bizim geçmişle bağlarımızı kuvvetli bir şekilde tekrar devam ettirmek istiyorsak, kendi kültürüne, kendi mutfağına, kendi tarihine, bütün geleneklerimize ciddi anlamda sahip çıkmamız gerekiyor. Bugün maalesef, bunun altını çizerek söylüyorum, standartlaşmış bir insan yetiştirmek için dört bir yandan bir mücadele var, bir gayret var. Her şeyin standart olduğu bir dünyada insanları mutlu edemezsiniz. Onun için biz kendi kültürümüzü, kendi medeniyetimizi, kendi tarihimizi, kendi geleneklerimizi kendimizle, kendi özümüzle devam ederek, çağı da yakalayarak ayakta kalabiliriz.
Bu gelenekleri, bu kültürü terk ettiğimiz zaman hepimizin bilmesi gerekiyor ki köklerimizden koparız. Kökünden kopan bir ağacın da ayakta durması mümkün değil. İnşallah bu geleneklerimizi, yemeklerimizi yeni nesillere özellikle aktararak, onlarla beraber yaşatarak geleceğe taşırız. Hepinize teşekkür ediyorum. Allah hepinizden razı olsun’ dedi.