Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakan Göktaş; “Eğitimden sağlığa, bilimden teknolojiye kadar her alanda kadınları güçlendiren kapsamlı politikalar hayat buldu”

Kadın ve Aile Sempozyumunda konuşan Bakan Göktaş; “Doğurganlık oranlarındaki düşüş, nüfusun yaşlanma eğilimi uzun vadeli demografik riskleri büyütüyor. Günümüzde ortalama hane halkı büyüklüğü
3,11’e gerilemiş durumda” dedi.

Kadın ve Aile Sempozyumunda konuşan Bakan Göktaş; "Doğurganlık oranlarındaki düşüş,

Aile ve Sosyal Hizmetler bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesinde düzenlenen “Kadın ve Aile Sempozyumuna katılmak üzere Erzincan’a geldi.

Erzincan, 24-25 Kasım 2025 tarihlerinde önemli bir bilimsel ve kültürel etkinliğe ev sahipliği yapıyor.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi tarafından Prof. Dr. Erdoğan Büyükkasap Kongre merkezinde düzenlenen “Kadim Değerlerden Modern Yaklaşımlara Türk Dünyasında Kadın ve Aile Sempozyumuna katılan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş 24 Kasım öğretmenler gününü kutlayarak başladığı konuşmasında; Kadınların medeniyetimizdeki yeri daima çok müstesna oldu. Tarihimize baktığımızda, kadınların toplumun her döneminde hayatın içinde yer aldığı ve belirleyici roller üstlendiğini görürüz.

Dede Korkut destanlarında kadın, aileyi bir arada tutan temel kişidir. Yine eski Türk devletlerinde kadınlar önemli görev ve yetkiler üstlenir. Gerektiğinde bir asker gibi savaşır. Gerektiğinde devlet yönetimine yön veren aklı ortaya koyar. Türk töresinde, kadın ve erkek eşit haklara sahiptir. Bu köklü anlayış, yüzyıllar boyunca varlığını sürdürür. Osmanlı’da kadınlar kurdukları vakıflarla eğitimi, hayır işlerini ve toplumsal düzeni şekillendirdi. Cumhuriyet döneminde ise, hayatın tüm alanlarında daha görünür olarak toplumsal ilerlemenin taşıyıcısı hâline geldi. Tomris Hatun, Terken Hatun, Fatma Bacı, Gevher Nesibe, Nene Hatun, Safiye Ali, Alev Alatlı. Daha nice öncü kadın bu kadim birikimi çağının şartlarını aşan bir cesaret, hikmet ve üretkenlikle bugüne taşımayı başardı. Bugün laboratuvardaki bilim insanı, nesiller yetiştiren öğretmen, ekonomiyi büyüten girişimci. Her bir kadın, değerlerimizi geleceğe taşıyor. Bu yüzden kadınların her alanda güçlü olması, esasında tarihimizin bize yüklediği ortak bir sorumluluk, geleceğe dair en büyük güvencemizdir.

Bu anlayış, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu güçlü vizyonla daha da somut bir zemine kavuştu. Bu vizyon doğrultusunda eğitimden sağlığa, bilimden teknolojiye kadar her alanda kadınları güçlendiren kapsamlı politikalar hayat buldu. Kadınlar ekonomide, siyasette, sosyal hayatta daha görünür ve daha etkin oldu. Attığımız kararlı adımlarla kadın-erkek fırsat eşitliğini daha da büyüttük. Cumhurbaşkanımızın kararlı liderliğiyle, bugün Türkiye, kadını kalkınmanın merkezine alan bir devlet aklıyla yoluna devam ediyor. Bizler de, Bakanlık olarak, bu vizyonu somut politikalara dönüştürmek için çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz.

Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planımız
Bu kararlılığın sahadaki en güçlü yansımasıdır. Bu kapsamda eğitimden istihdama, girişimcilikten karar alma mekanizmalarına kadar pek çok alanda proje hayata geçirdik. 8 Mart’ta yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile oluşturduğumuz Koordinasyon Kurullarıyla bu süreci yerelde daha kapsayıcı biçimde yürütüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, kadının güçlendiği her adım, aileyi de sağlamlaştırıyor. Aile güçlendikçe toplumun huzuru, birliği ve yarınlara olan güveni artıyor. Modern dünyanın hızlı dönüşümü, kadın ve aile politikalarının, bir medeniyet meselesi, bir güvenlik meselesi olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu anlamda, dijitalleşmeden demografik değişimlere, küreselleşmeden sosyal dönüşüme kadar pek çok başlık, kadını ve aileyi merkeze alan bütüncül politikaları zorunlu kılıyor.

Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle ilan ettiğimiz 2025 Aile Yılının temelinde işte bu anlayış vardır. Çünkü, aileyi ve dinamik nüfus yapısını etkileyen pek çok kırılganlıkla karşı karşıyayız. Modern dünyanın dayattığı hız ve tüketim kültürü bugün en çok aileyi hedef alıyor. Artan yalnızlık ve bireyselleşme aile bağlarını zayıflatıyor. Anne-baba rolleri belirsizleşiyor. Dijital çağın kontrolsüz akışı, özellikle çocuklarımız için yeni bağımlılık türlerini ve ciddi güvenlik risklerini
beraberinde getiriyor. Aynı zamanda, küresel ölçekte yayılan cinsiyetsizleştirme baskıları, çocukların kimlik gelişimini hedef alan ayrı bir tehdit alanı oluşturuyor.
Doğurganlık oranlarındaki düşüş, nüfusun yaşlanma eğilimi uzun vadeli demografik riskleri büyütüyor. Günümüzde ortalama hanehalkı büyüklüğü 3,11’e gerilemiş durumda. Hanelerin yüzde 57’sinde çocuk yok.

TÜİK projeksiyonlarına göre, önümüzdeki 5 yılda ilkokul çağındaki çocuk sayısı 900 bin azalacak. Tam da bu nedenle, 2025 Aile Yılı kapsamında, tüm bireyleriyle aileyi
ve demografik yapıyı güçlendirecek bütüncül sosyal politikalarımıza hız kazandırdık. Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planı, bu çabamızın stratejik çerçevesini oluşturdu. Eylem Planında yer alan hedefler doğrultusunda, kurumsal yapımızı güçlendirdik. Cumhurbaşkanı Yardımcımızın başkanlığında oluşturduğumuz Nüfus Politikaları Kurulu ile uzun vadeli ve sürdürülebilir demografi stratejileri geliştiriyoruz. Aile Enstitüsü ile aile ve demografi alanlarında bilimsel temelli politika süreçlerini yürütüyoruz. Tüm bu çalışmalar bize gösterdi ki, aileyi güçlendirmenin yolu; toplumun tüm kesimlerini aynı hedef etrafında buluşturan kapsamlı bir seferberlikten geçiyor. Bu kapsamda 81 ilimizde 15 binden fazla etkinlik düzenledik. 1.926 kurumla iş birliği yaptık. Finansal destekler, eğitim programları, kültürel faaliyetler, dijital dönüşüm projeleri gibi pek çok alanda aileyi güçlendiren projeler hayata geçirdik. Evlenecek gençlere ve çocuk sahibi olmak isteyen ailelere sunduğumuz destekler ile özel indirim avantajları, bu çalışmaların bir kısmıdır. Danışmanlık hizmetlerinde başlattığımız ihtisaslaşma süreci ve çevrimiçi danışmanlık uygulamaları da bu kapsayıcı yaklaşımın diğer tamamlayıcı unsurlarıdır. Diğer yandan sosyal risk haritalarımız sayesinde, ihtiyaçları erken dönemde tespit ederek koruyucu ve önleyici hizmetleri sahada daha hızlı ve etkin biçimde sunuyoruz.

7’den 70’e tüm aile bireylerini kapsayan bu politikalarla aileyi, sağlıklı, güçlü ve geleceğe güvenle bakan bir toplumun temeli hâline getiriyoruz. Ayrıca yürüttüğümüz aile diplomasisi ile aile politikalarımızı sınır ötesine taşıyoruz. Bu kapsamda Türk Devletler Teşkilatı çatısı altında, ilk kez Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlar Toplantısına ev sahipliği yaparak bu alanda bölgesel bir mekanizma oluşturduk. Bu yıl Haziran’da, Bakü’de, ikincisini gerçekleştirdiğimiz toplantı, Türk dünyasının, aile ve kadın politikalarında aynı değerler etrafında buluştuğunu, güçlü bir birlik ruhu taşıdığını açıkça ortaya koydu. Aile odaklı iş birliğimizin yanı sıra, Türk dünyası kadınlarının ortak bir platformda buluşmalarına imkan verecek bir oluşum için de çalışmalara başladık. Kadınların her alanda güçlenmesine katkı sağlayacak bu yeni yapı ile bilgi ve tecrübelerimizi paylaşacak, ortak değerlerimiz doğrultusunda güç birliği yapacak ve kardeş coğrafyalarla bağlarımızı daha da sağlamlaştıracağız.

İstanbul’daki zirveyle yapısı güçlendirilen bu Konseyin, Türk dünyasının, sosyal politikalar alanında daha güçlü adımlar atmasına imkân sağlayacağına inanıyoruz. Türkiye olarak biz, aynı tarihi ve kültürü paylaştığımız, aynı kökten beslendiğimiz Türk devletlerini büyük bir “Aile Meclisi” olarak görüyoruz. Tüm bu adımlarla, “aile dostu bir ekosistemi” Türk dünyasının geleceğine yön veren stratejik bir ortak payda haline getirebiliriz. Bu doğrultuda “Aile ve Nüfus 10 Yılı”nı, sadece Türkiye’nin değil. Kadim bağlarla birbirine bağlı tüm kardeş ülkelerin geleceğine yön verecek ortak bir yol haritasına dönüştürebiliriz. Kadınları hayatın her alanında desteklemek demek, aileyi güçlendirmek ve geleceğimizi sağlam temeller üzerinde yükseltmek demektir. Her iki alanda da yürüttüğümüz politikalar, toplumun bütününü kapsayan güçlü bir sosyal mimarinin inşasına hizmet ediyor. Bu nedenle toplumsal değişim süreçlerini iyi yönetmek durumundayız. Bu uluslararası sempozyumun, tam da bu açıdan büyük bir fırsat olduğuna inanıyorum. Sunulacak her bildiri, aynı zamanda, Türk dünyasında kadın ve aile konularında hepimize yeni ufuklar açacak. Her bir akademisyenimiz, ortak tarihimizin taşıdığı hikmetle, modern dünyanın imkânlarını bir araya getiren somut çözümler sunacak. Bu sempozyumun çıktıları hem ulusal politikalarımıza hem de uluslararası iş birliklerimize önemli katkılar sunacak. Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken, tüm katılımcılara tekrar teşekkür ediyorum”

Bakan Mahinur Özdemir Göktaş’ın konuşmasının ardından günün anısına hediye takdimi ve aile fotoğrafı çekimine geçildi.

Haberler