Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sesimi Duyan Var mı?

6 Şubat 2023’te Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük depremi meydana geldi. Kahramanmaraş merkez üssü 7,7 ve ardından 7,6 büyüklüğünde meydana gelen depremler nedeniyle 10 ilde yaşanan yıkımda binlerce kişi enkaz altında kaldı. Binlerce kişi yaralı, binlerce kişi hayatını kaybetti.

6 Şubat 2023’te Türkiye

Depremin hemen ardından deprem bölgesine giden İhlâs Haber Ajansı (İHA) Bölge Müdürü Ahmet Akbuğa, yaşanan o acı manzarayı kentin habercisi KENTHABER24.COM okuyucularıyla paylaştı.

İHA Erzincan muhabiri Emin Ferhat Sevilir ile depremin en fazla yıkıma neden olduğu ilçelerin başında gelen Gaziantep / Nurdağı’nda ilk günden itibaren 11 gün süreyle görev yapan Akbuğa, şöyle konuştu:

“Tarihe ‘asrın felaketi’ olarak geçecek olan 6 Şubat kara gece. Akdeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerindeki 10 ili etkileyen depremlerin ilki olan merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesindeki 7,7 büyüklüğündeki depremin hemen ardından Erzincan’dan muhabirim Ferhat’ı ve kamera, mikrofon, TVU vs. ekipmanlarımızı alarak hemen vakit kaybetmeden Kahramanmaraş’a doğru şirket aracımızla yola çıktık. O gün Allah’ın takdiri hava şartları çok kötü, kar, tipi geçit vermeyecek bir durumdaydı. Tunceli- Pülümür yolu kardan kapandığı için zaman kaybetmemek için Erzurum istikametinden Bingöl- Karlıova’dan yola devam ettik. Seyir halindeyken genel merkezimizden gelen telefon üzerine depremin birçok ilde yıkıma neden olduğu ve bizim de Gaziantep’in Nurdağı ilçesine görevlendirildiğimiz bildirildi. Kar, tipi olumsuz hava koşulları altında zor bir yolculuğun ardından önce Gaziantep’e ardından yarılan yollar, kilitlenen trafiği alternatif güzergahları kullanıp, aşarak Nurdağı’na öğleden sonra vardık. Gördüğümüz manzara tamamen tabiri caizse taş taşın üstünde kalmamış, enkaz yığınına dönüp yok olmuş, acının, feryadın her enkaz başından yükseldiği bir ilçeydi.

İlk gün itibariyle yardım için Türkiye’den ve dünyadan tüm STK’lar, tüm büyük küçük markalar, belediyeler, aklınıza gelen gelmeyen 7’den 70’e herkes seferber oldu, yardımlar konvoylarla deprem bölgesine ulaştırılmaya çalışıldı. Milletimizin kadirşinaslığı, yardımseverliği, ekmeğini tereddüt etmeden paylaşması orada vücut buldu.

İlk gün itibariyle bölgeye ulaşabilen arama kurtarma ekipleri, UMKE, sağlık, itfaiye, jandarma ekipleri cansiperane enkazdan vatandaşları sağ çıkarabilmek için yoğun gayret sarf ettiler. Bölgede insanın beynine kazınan ve uzun bir müddet hafızamızdan gitmeyecek olan her siren sesi bir umut oldu. Görev yaptığımız süre zarfında SESİMİ DUYAN VARMI? en çok duyduğumuz inanması zor kurtuluşların başlangıç narası oldu. Çok canların kurtarılmasına şahit olarak hem mesleğimizi icra ettik hem insanların enkaz altından çıkarılmasına imkanlarımız ve gücümüz yettiği kadarıyla yardımcı olduk ekip arkadaşlarımla birlikte.

İlk birkaç gün elektrik, internet, yakıt, iaşe, konaklama vb. bütün imkanlar olanaksızdı. Bizim için de çok zor bir görevdi. 11 gün boyunca otomobilin içerisinde 2- 3 saat uykuyla, botlarımızdan ayaklarımız çıkmadan, bir zaman sonra su toplayıp şişen ayaklarla devam ettik. Hem dünyanın birçok ülkesine, hem yurt içi tv kanallarına haber akışını sürdürerek kamuoyunu yaşananlardan, deprem bölgesindeki çalışmalardan haberdar ettik.

Saatler, günler sonra ekiplerin yoğun gayretiyle birçok tezi çürüten mucize kurtuluşlara şahit olmak bizim moralimizi bir nebze yükseltirken giden binlerce can ve mezarlıklarda mezar taşlarına konulan gelinlik, bebek giysileri vb. acı tablo yüreklerimizi dağladı.

Uzaktan, oturdukları sıcak ikametlerinden bir kısım azınlık devlet nerede? diyen cenahlara cevabımız devlet erkanı bütün imkanlarıyla deprem bölgesindeydi. Sadece Gaziantep – Nurdağı – İslahiye için 4 vali ilk gün görevlendirildi, ikinci gün itibariyle bölgeye ulaşarak koordinasyonu, kriz yönetimini sağlamak için görev yapmaya başladılar. Yaşanan afetin büyüklüğü karşısında insanüstü bir çaba gerekiyordu. Ülke ne zaman zora girse, ülkenin ne zaman başı ağırsa, afetler de, terör olaylarında hiç vakit kaybetmeden ayağı kalkan tek millet Türk Milleti’dir. Bu milletin bir evladı olmaktan gerçekten çok büyük bir onur ve gurur duyuyorum vesselam.

Yaşanan afette birçok depremzedenin yürek burkan hikâyesi vardı. 6 yaşında oğlunu enkaz altında kaybeden babanın yürek yakan mektubu

Ahmet’imizi Allah yarattı. Bize satmadı, hediyede etmedi.

Bir süreliğine emanet etti.

Biz süreyi bilmeyince hep elimizde kalacak vehmettik.

Ama süre bu kadarmış…

Velhasıl bugün sahibi emanetini almayı irade etmiş.

Başkası alacak olsa itiraz ederdim. Ama sahibi isteyince ne diyeyim.

Kendime ait bir mülkü yabancı birisi almaya çalışsa direnirdim.

Ama el değil de sahibi isteyince ne denir?

Rabbim bize bir gül emanet edip 6 sene koklattı.

6 senenin her anı için binlerce şükür borçluyum.

Devamı inşallah cennette olur.”

Tüm Türkiye’mize geçmiş olsun. Rabbim ölenlere rahmet, yaralılara şifalar ve geride kalanlara sabrı cemiller ihsan etsin.

Allahümmâğfezni min beyni yedeyye ve min halfi ve an yemini ve an şimali ve min fevki ve euzü biazametike en uğtale tahti