Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

APOTİK Dünya İçin Önemli Bir Sağlık Sorunudur

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dr. Öğretim Üyesi İsmail Topal Çocuklarda Alerjik hastalıklar ve tedavisi ile ilgili olarak bilgilendirmelerde bulundu.

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi

Bütün çocukların en az 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesinin sağlanmasının önemini ifade eden Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dr. Öğretim Üyesi İsmail Topal, yüksek risk grubundaki çocuklar anne sütü ile beslenemiyorsa tamamen hidrolize mamalarla beslenmelidir dedi.

Dr. Öğretim Üyesi Topal Açıklamasında; “Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Alerji organizasyonu verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık yüzde kırkının ATOPİK olduğu tahmin edilmektedir. ABD de yaklaşık 50 milyon insanın ATOPİK hastalıklardan etkilendiği ve Avrupa da her dört çocuktan birinin ATOPİK olduğu bildirilmektedir. ATOPİK hastalıklar özellikle sanayileşmiş ülkeler başta olmak üzere tün Dünya için önemli bir sağlık sorunudur. ATOPİK hastalıkların görülme sıklığı giderek artmaktadır.

ATOPİK hastalıklar kişisel ve çevresel faktörlerin karşılıklı etkileşimi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Genetik yatkınlık en önemli kişisel faktördür. Çevresel faktörler arasında beslenme, ev içi ve ev dışı solunumsal alerjenler, sigara dumanı, Enfeksiyonlar, hava kirliliği ve aile büyüklüğü gibi pek çok faktörler vardır.

ALERJİK HASTALIKLARININ DOĞAL GİDİŞİ

ATOPİK hastalıkların doğal gidişi yaşa bağlı olarak değişiklikler gösterir. Çalışmalar alerjik duyarlılaşmanın belirli bir sırayı takip ettiğini göstermiştir. Duyarlılık ilk 1 ay- 2 yaş arasında genellikle besinlere karşı Spesifik IgE üretimiyle başlar. Besinlere karşı Spesifik antikorlar sıklıkla inek sütü ve yumurtaya nadiren de fıstık ve buğdaya karşı gelişir. Bir yaşındaki çocukların yaklaşık %10unun kanında gıdalara karşı IgE yapısında antikorlar tespit edilebilir. Ev tozu akarı hayvan tüyü ve polenlere karşı duyarlılık genellikle üç yaşından sonar gelişir. Okul çağına gelindiğinde hem duyarlılık gelişen alerjen çeşidi, hem de duyarlılık gelişen çocuk sayısı artmıştır. Duyarlılık türü ile bağlantılı olarak süt çocukluğu döneminde daha çok atopic dermatit, besin alerjisi ve tekrarlayan vizing ön planda iken, okul çağında astım ve alerjik rinokonjuktivit ön plandadır.

Süt çocukluğu döneminde ATOPİK Dermatit veya vizing semptomları olan veya ATOPİK hastalık gelişmesi için yüksek risk grubunda bulunan çocuklarda inek sütü, yumurta ve ev tozu akar duyarlılığı varsa ileriki dönemlerde ciddi ATOPİK hastalık gelişebilir.

Maalesef günümüzde atopic yürüyüşü durduracak bir tedavi yöntemi yoktur. Bu nedenle hastalıklardan korunma çok önemli bir konu haline gelmiştir. Ancak etkili korunma yöntemlerinin geliştirilmesi için bu hastalıklardan sorumlu risk faktörlerinin iyi tanımlanması gerekir.

ALLERJİK HASTALIKLARIN ÖNLENMESİ

Alerjik hastalıkların doğal gidişatını değiştirecek geçerli bir tedavi yöntemi tanımlanmamıştır. Bu nedenle koruyucu önlemler bütün çocuklar için önerilmektedir.

Alerjik hastalıkların önlenmesi, ATOPİK den korunma, atopisi olan kişilerde yeni duyarlılıklardan ve ATOPİK hastalıklardan korunma, hasta kişilerde ise hastalığın tedavisini ve şiddetini azaltma çalışmalarından oluşur. Fakat farklı alerjik hastalıklar için farklı korunma yöntemlerinin olduğu unutulmamalıdır.

Bütün çocukların en az 6 ay sadece anne sütü ile beslenmesi sağlanmalı, yüksek risk grubundaki çocuklar anne sütü ile beslenemiyorsa tamamen hidrolize mamalarla beslenmelidir. Ek gıdalara bu dönemden sonar başlanmalıdır. Ayrıca yüksek risk grubundaki çocukların evlerinde ev tozu akarı ve evcil hayvan tüyü gibi alerjenlerin miktarını azaltacak önlemler alınmalıdır.

Dünyanın farklı bölgelerindeki çevresel ve genetik faktörler farklı olduğu için korunma yöntemlerinin de farklılıklar olabileceği göz önünde bulundurulmalıdır” ifadelerine yer verdi.