Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Erzincan’da çobanın şüpheli ölümünde 1 tutuklama

Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde tüfekten çıkan merminin isabet ettiği çoban hayatını kaybetti. Olay şüpheli ölüm olarak değerlendirilirken, çobanın kardeşi tutuklandı.

Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde tüfekten

Olay, Kemaliye ilçesine bağlı Kabataş köyü Karadağ mevkiindeki yaylada saat 04.40 sıralarında meydana geldi. Alınan bilgiye göre, Diyarbakır’dan ailesiyle 1 yıl önce gelip Erzincan’da çobanlık yapan 3 çocuk babası Sefer Şen’in yaylada koyun sürüsünün yanında tüfekten çıkan mermiyle vurulmuş cesedi bulundu. Sefer Şen’in kardeşinin haber vermesi üzerine jandarma olay yerinde incelemelerde bulundu. Şen’in cenazesi otopsi için hastane morguna kaldırılırken, olay savcılık tarafından şüpheli ölüm olarak değerlendirilerek tahkikat başlatıldı.

Çobanın kardeşi kuvvetli suç şüphesiyle tutuklandı

Olayın ardından başlatılan geniş çaplı soruşturmada Sefer Şen’in kendisi gibi geçimini çobanlıkla sağlayan kardeşi S.Ş. gözaltına alındı. S.Ş., sevk edildiği adliyede kuvvetli suç şüphesiyle tutuklandı. S.Ş. üzerine atılı suçlamaları kabul etmezken, ağabeyinin sürüyü korumak için kurtlara yönelik kurduğu tertibat sonucu kazara kendi kendini vurması sonucu vefat ettiğini ileri sürdü. S.Ş.’nin ilk ifadesinde şunları söylediği öğrenildi:

“Çobanlık yaparım. Ağabeyim Sefer de çobanlık yapar. Birlikte son 1 aydır Kemaliye ilçesi Kabataş köyünde çobanlık yaparız. Ağabeyim evli, 3 çocuğu vardır. Kabataş köyü Karadağ mevkiinde 6 çadırda kalırız. Ancak ben ve ağabeyim sürü başında bulunduğumuzdan geceleri hayvanlar nerede yayılıyorsa biz de onların yanında merada kalırız. Ruhsatlı veya ruhsatsız tüfeğim yoktur, bir tane tüfek vardır. O da yivsiz av tüfeğidir. Bu tüfeği genelde çobanlık yaparken ben kullanırım. Bazen Sefer’in de kullandığı olur. Olay gecesi tüfek Sefer’de idi. Saat 20.00 sıralarında bulunduğumuz çadırdan çıkarak sürüyle birlikte çadıra 3-4 kilometre mesafedeki olay yerine 5 adet çoban köpeğimizle birlikte geldik. Saat 01.00’e kadar hayvanlarımızı yaydık. Koyunlar doyunca koyunları yatıracağımız olay yerine geldik. Sonrasında tam yatacağımız esnada bulunduğumuz yere yaklaşık 1 kilometre mesafede bir kurt olduğunu el fenerlerimizle fark ettik. Ağabeyim Sefer bana ’Sendeki av tüfeğini bana ver, sen yat’ dedi. Ben de bari sendeki ipi bana ver, ben o ipin bir ucunu koluma bağlar, diğer ucunu da koyuna bağlarım. Bu şekilde kurt gelirse uyanmış olurum. Hatta zaten tüfek sende, hem tüfek hem ip sende olursa bu tehlikeli olur dememe rağmen bir şey olmaz, zaten ben yatmayacağım diyerek tüfeği de, ipi de kendisinde bıraktı. Sonrasında ben uyudum. Dolayısıyla Sefer’in ipi koluna ve oradan tüfek tetik tertibatına, oradan kabzasına, oradan da koyunun boynuna nasıl bağladığını bilmiyorum. Ben Sefer’den 20-30 metre ileride yattım. Bunun nedeni de sürüyü çevreleyip gelecek kurt tehlikesini bertaraf etmekti. Sabah 04.40 civarında ben bir el silah sesine uyandım. Hemen Sefer’in yanına koştum. Sefer hareketsiz yüzüstü yatıyordu. Önce ipin bağlanmış olduğu koyunun kafasından ipi çıkardım, sonra Sefer’in nabzına baktım. Nabzı atmıyordu ve vücudunun çeşitli yerlerinde kan ve silah yarası izleri vardı. 112’i aradım.”