Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Aktürk, Maden Derhal kapatılmalıdır

Erzincan İliç İlçesi’nde bulunan altın madeni işletmesinin faaliyetinin durdurulması çağrısında bulunan Erzincan Barosu başkanı Av. Adem Aktürk, maden derhal kapatılmalıdır” dedi

Erzincan İliç İlçesi’nde bulunan

Başkan Av. Aktürk yaptığı açıklamasında, “Altın madeni işletmesindeki patlama sonrasında 20 ton siyanür solüsyonunun Fırat nehri ve Keban Barajı havzasına bulaşması büyük endişeye yol açmaktadır.

MEMLEKET TOPRAĞI; ERZİNCAN İLİ İLİÇ VE KEMALİYE İLÇESİ BİZİMDİR

Sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkımıza sahip çıkmak, sularımızı, çevremizi, insanımızı, canlılarımızı korumak önceliklerimizdendir.

21 Haziran Salı günü saat: 02.45’de Erzincan İliç İlçesi Çöpler Mevkii’nde uluslararası bir şirket tarafından işletilen altın madenine siyanür taşıyan boru hattında meydana gelen patlama sonrası saat 05.00’e kadar yaklaşık 20 ton siyanürün, Fırat nehri ve akabinde Keban Baraj havzasına bulaştığı tespit edilmiştir.

Türkiye’nin ikinci büyük altın maden şirketi hakkında İliç Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılırken, siyanür havuzundaki sızıntı nedeniyle Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı firmaya 16 milyon 441 bin TL idari para cezası kesildiğini açıklamıştır.

Ancak madende altın ayrıştırma işlemi 24 saat aralıksız devam edilmektedir. Fırat Nehri üzerinde kurulan İliç barajına siyanürlü sular bulaştığı öğrenilmiştir. Deprem riskinin de olduğu bölgede jeolojik hareketlilik olmadan boruların patlamasıyla adeta felakete davetiye çıkarılmaktadır. Benzer vakalar periyodik olarak başka illerimizde de yaşanmış olup şirketler her defasında bu duruma aldırış etmeden kapasite artırımı için başvuru yapabilmektedir. Mesele sadece İliç ilçesi  ile sınırlı olmayıp, barajlara kimyasal sızma ihtimali bir gerçekliğe dönüşmüşse, Erzincan dışında 20’ye yakın il’de tarımsal alanın etkileneceği aşikardır. Böylece, tüm Güneydoğu Anadolu bölgemiz ve ortadoğu doğrudan tehdit altındadır. Olayın seyri bize Çernobil’i andırmaktadır. 50 yıl sonra ülkede temiz tatlı suyu bulamayabiliriz.

Altın uğruna tarımsal ve yaşamsal öneme haiz yaşam kaynaklarımızdan vazgeçmemeli. Ülkemizi çok iyi korumalıyız. Altın rezervinin en büyük olduğu İlçede gerekli tedbirler alınmadan, arıtma tesisleri kurulmadan, 2010 yılından beri siyanür ile altın çıkarılmakta, altın arama sahası; doğanın yanı sıra sağlığımızı da tehdit etmektedir.  Su kaynaklarının yok edilmesine, biyoçeşitliliğinin kaybedilmesine, sağlıklı gıdaya erişilmesine, hava, toprak kirliği gibi birçok zarar ve ihlali bir arada getiren felaket karşısında hiçbir canlı zarar görmeden; maden şirketinin ruhsatı iptal edilerek, altın arama faaliyetleri derhal durdurulmalıdır.

Ekolojik yıkımların toplum sağlığında yarattığı tahribatlara karşı mücadelemizi yükseltmeliyiz. Ülke hepimizin, en çok da bizden sonraki neslimizin, ülkenin dört bir yanının yok edilmesine izin vermeyeceğiz. Kamuoyuna saygıyla bildiririz” ifadelerine yer verdi.