Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Korona Virüse Sessiz Çığlık

Bugüne kadar terör, şiddet, orman yangınları, atık ve israf, ölüm ve sonsuzluk gibi güncel sorunlar ve toplumsal olaylar üzerine birçok performans gerçekleştiren Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, korona virüs ile ilgili bir performans/yerleştirme gerçekleştirdi.

Bugüne kadar terör, şiddet,

Hepimizin, bütün dünyanın, son zamanlarda yaşadığı Covid-19 Salgını felaketinin modern yaşam içerisinde ki psikolojik ve fizyolojik etkilerine dikkat çekmek isteyen Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, “çağdaş sanatın diliyle kendi evinde bir yerleştirme ve performans gerçekleştirdi. Prof. Dr. Kavukcu, sürecin psikolojik etkilerini göz önüne alarak yaptığı, deforme edilmiş virüs biçimlerini, bütün eve yayarak, çeşitli boyutlarda ki virüs resimleri önünde, uygulama alanının birçok farklı yerinde sessiz çığlıklar atarak performansını gerçekleştirdi

Prof. Dr. Kavukcu, sürecin psikolojik etkisiyle, her gün gördüğümüzden daha farklı virüs görselleri üretmiştir. Prof. Dr. Kavukcu, öncelikle küçük boyutlu ön çalışma/eskizler üretmiş, ardından bunları farklı boyutlarda büyüterek evine yaymış ve bu büyük görsellerin bazılarına performans esnasında tekrar müdahale etmiştir. Virüsün mutasyonuna gönderme yapan bu tavır, aynı zamanda virüsün yayılımına da gönderme yapmaktadır. Eskiz aşamasının ardından büyütülerek bütün evi kaplaması ve ardından sanatçı tarafından tekrar müdahale edilmesi, virüsün laboratuar ortamında çoğaltıldığına dair iddialara da gönderim yapmaktadır. Bu virüs görselleri önünde sessiz çığlıklarını atarak performansına devam eden Kavukcu, süreç boyunca emek veren insanlara destek olmak istemektedir. Bu çığlıklar bir yandan da olanları ciddiye almayarak önlem almayan insanlara sitem çığlığı olarak düşünülebilir.

Sanatın da dünyanın yaşadığı bu salgın sürecinde eve, sanatçı evlerine, taşındığı ortadadır. Bugüne kadar mekânın çeşitli boyutlarını sanat tarihinde ele alan ve çok çeşitli yerlerde işlerini sergileyen sanatçılar için ilk kez ev sanatın mekânı olarak bu kadar ön plana çıkmıştır. Kavukcu da evin güvenli ve sessiz atmosferini, yerleştirdiği virüslerle dağıtarak, insan psikolojisinin tekinsiz duygusuyla olan etkileşimini irdelemiştir. Zira bu korkulu ve klostrofobik dönemimizde ev bize güvenliği/iç rahatlığını sağlayan tek yerdir. Ancak sanatçının bütün evi deformasyona uğramış virüs görselleri ile doldurması bu güvenlik hissimize ters düşmekte ve bir anlamda insanların bu süreçteki anksiyete ruh halini yansıtmaktadır. . Sanatçının performansı kaydetmek için kullandığı malzemeler de yine sıradan bir evin yapısına uygun ve her evde olabilecek cihazlardır. Ayrıca kayıt sürecinde evden gelen çeşitli sesler evin doğal ortamını yansıtmakta, bunun tam aksine rahatsız edici virüs görselleri önünde işini yapan sanatçı ile çatışan bir üslup ortaya çıkarmaktadır. Bu da performansın ikircikli yönünü güçlendirmektedir.

Deforme edilmiş virüs görselleri ise korku, ölüm, huzursuzluk duygularını içinde barındıran bir bağlamda, sürekli mutasyona uğrayan virüsün yapısına da bir gönderme olmaktadır. Sanatçının çizdiği rahatsız edici virüs görsellerini çeşitli boyutlarda çoğaltması ve bazılarına müdahale etmesi virüsün dünya üzerinde ki gelişim/mutasyon sürecine gönderme yapmaktadır. Ayrıca çizilen virüs resimlerinde gözün bulunmasıyla sürekli bize bakan bir virüs tasavvuru vardır. Bu virüsler evin güvenlikli, huzurlu ortamını delip, gözleriyle, o an performansını yapmakta olan sanatçıya doğru bakmakta, onu tehdit etmektedir. Bütün bu virüsler içinde sessiz çığlıklar atarak performansını gerçekleştiren Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu ise insanlığın bu süreçte çığlık atma isteğini yansıtmaktadır adeta…

Bu sessiz çığlığın bir diğer boyutu da, hala süreci ciddiye almayarak alınan önlemlere uymayan insanlara çağdaş sanatın diliyle sitem olarak düşünülebilir. Herkesi bu süreçte işbirliğine davet eden sanatçı, sessiz çığlıklar atarak adeta virüsün, evlerimizin ve çaresizliğimizin diliyle konuşur. Bu çığlık aynı zamanda milyonlarca insanın mücadelesine sessiz bir destek çığlığıdır.

Her halükarda Prof. Dr. Kavukcu’nun kendi evinde gerçekleştirdiği bu performansı, çağdaş sanatın uzamsal sınırlarını sorgulaması, mekânı yeni bir bakış açısıyla ele alması, süreç boyunca altüst olmuş insan psikolojisini ve sürekli değişmek ve gelişmekte olan virüsü ele alması bakımından önemli bir çağdaş sanat aktivitesidir. Günümüzde çağdaş sanat pratiklerinin sanal ortamda gelişmek ve büyümek zorunluluğunun iyice ortaya çıkması ile bu tarz performansların, yerleştirmelerin bütün bireyler/sanatçılar açısından devam ettirilmesi ve sanatın, izleyiciyle buluşması konusunda ki fizyolojik sınırları aşması gerekmektedir. Sanatçının virüs görselleri ile yaptığı yerleştirme evinde bir süre daha kalacaktır. Belki de ileride yeni performanslarda kullanılmak üzere…

Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Kavukcu, süreç içerisinde yapmış olduğu çalışmalara verdiği destekten dolayı Sayın Erzincan Valisi Ali Arslantaş’a, Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Akın Levent ve Atatürk Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Ömer Çomaklı’ya teşekkürlerini iletti.