Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kamu-Sen’den Maaş Tepkisi

Türkiye Kamu Sen Erzincan İl Temsilcisi ve Türk Eğitim Şube Başkanı Kemal Kütük yaptığı açıklamasında; “Sosyal devlet olma ilkesini hiçe sayan, toplumumuzun büyük bir kesimini göz ardı ederek, çalışanlardan alınacak vergilere bel bağlayan 2020 bütçesi, “memurun bütçesi değildir. ”Dedi.

Türkiye Kamu Sen Erzincan

Erzincan PTT şubesi önünde toplanan Türkiye Kamu Sen’e bağlı sendika temsilcileri Eriyen maaşlara karşı açıklama yaptılar. Açıklama sonrasında TBMM’de gurubu bulunan siyasi parti temsilcilerine mektup gönderdiler.

Kütük yaptığı açıklamasında; “Bu bütçeyle 2020 yılının, başta kamuda çalışanlar olmak üzere, tüm vatandaşlarımız için geçmiş yıllardan daha da zor geçeceği ortaya çıkmıştır. Biz bu bütçede memurun adının dahi olmadığını görüyoruz. Önümüzdeki sene için memur ve emekli maaşlarına yüzde 4+4 zam yapılması kararlaştırılmıştır. Bunun anlamı bütün bir yıl için iki taksitte toplam yüzde 8,2 yani ortalama memur maşına 329 lira, en düşük memur maaşına 247 lira zam demektir. Hâlbuki daha geçen yıl 4 kişilik bir ailenin zorunlu harcamaları 1032 lira zamlanmıştır. Verilmesi öngörülen zam, harcamalar karşısında devede kulak bile değildir. 2002 yılından beri vatandaşlarımızdan toplanan vergiler 10,4 kat artarken memur maaşları ancak 7,5 kat artmıştır.

Yani maaşlardan yapılan kesintiler, maaş zammını aşmıştır diyen Kütük,  Milli gelir büyüyor diyoruz dedi. Kütük, Milli gelirdeki artıştan dar gelirli ve ücretliler hak ettiği payı alamamaktadır. Memurun, emeklinin pastaya eklediği pay büyümüş ancak pastadan aldığı pay küçülmüştür. Maaşların döviz, altın ve diğer yatırım araçları karşısındaki hali ortadadır. Bütün yatırım araçları karşısında alım gücümüz düşmüştür. Son bir yıl içinde gıda fiyatlarındaki resmi ortalama enflasyon yüzde 25,25 olmuştur.

Doğalgaza yüzde 28, elektriğe, kılık kıyafete yüzde 18, okul masraflarına yüzde 13, kiraya yüzde 12, gazeteye yüzde 28, dergiye yüzde 50, ekmeğe bile yüzde 15 zam gelmiştir. TÜİK son 12 aylık enflasyonun yüzde 8,5 olduğunu iddia ede dursun, 2019 yılının 10 aylık enflasyonu yüzde 10,6 dır. Ama memura bu sene için yapılan toplam zam enflasyon farkı da dahil yüzde 10,26; yani maaşlar şimdiden erimiş durumdadır. Maliye Bakanlığı bile TÜİK ’in açıkladığı enflasyona itibar etmiyor olacak ki, yeniden değerleme oranlarının yüzde 22,58 artacağını söylüyor.

Yani bir bakıma resmi rakamlar birbiriyle çelişiyor, TÜİK ’in enflasyonu cebimize yansıyan zamları görmemektedir. Yaptığımız her kuruş harcamadan yüzde 25 ile yüzde 45 arasında vergi kesilmektedir. Yani verirken cimri alırken acımasız davranılmaktadır. Ama iş maaşlara zam yapmaya geldiğinde bir hedef enflasyondur tutturulmaktadır. Hayaller karın doyurmuyor. Maaşlar iktidarın pembe hayallerine göre, vergiler ve zamlar acı gerçeklere göre belirlenmektedir. Kaşıkla verilip kepçeyle alınmasın. Bir toplu sözleşme dönemi yaşadık: evlere şenlik. Tek bir konu dahi tartışılıp karara bağlanmadı. Memurlar adına tek bir kazanıma dahi imza atılmadı. 20 milyon vatandaşımızın hayalleri, umutları yıkıldı, gitti. Bu hangi vicdana sığar? İki yıl; aileleriyle bir araya gelmeyi bekleyen milyonların, Kadro bekleyen yüz binlerce sözleşmelinin, Bayramlarda ikramiye hayali kuranların, Mülakata takılmadan adil bir yükselme sistemi içinde terfi etmeyi umut edenlerin, Vergi dilimine girdiği için kuş kadar maaş zammını da vergi dilimine kurban eden çalışanın, İki yıldır 3600 ek gösterge konusunda verilen  sözlerin tutulmasını bekleyenlerin

Hak ettiğini almayı umut eden yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının dünyalarını karartmak reva mıdır?

Bu insanlarımıza “kusura bakmayın, bu sene hiçbir şey olmadı, şimdi git 2 sene sonra gel” demek hangi adalet anlayışıyla izah edilebilir. Külfeti sürekli birileri yüklenirken sefayı başkalarının sürdüğü bir yerde huzur olur mu? Bütçe, nimet külfet dengesi kurmak içindir. Bütçe, zenginden alıp dar gelirliye vermek içindir. Bütçe, millet için, vatandaş içindir. Bizde ise memur bütçe için çalışıyor; bütçe, çalışandan alıp kimseye vermemek için kullanılıyor.   

Bu bütçe ile vatandaşlarımızdan toplanan vergilerin artırıldığı, sağlık harcamalarında katılım paylarının, ilaç bedellerinin ve tedavi giderlerinin büyük bölümünün vatandaşlarımızın cebinden çıkacağı, memur ve emeklinin yoksulluğa mahkûm edileceği, yaşamın biraz daha zorlaşacağı bir yıla daha başlayacağız.

Bu durumu Türkiye Kamu-Sen olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Bu bütçeye karşı olduğumuzu, bu bütçede memur olmadığını, bu bütçenin de memurun bütçesi olmadığını her yerde dile getiriyoruz.

2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Tasarısı, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmektedir.

Eğer Tasarı, bu hali ile Komisyondan geçerse bir daha değiştirilmesi mümkün değildir. Eğer Komisyon Tasarıyı bu hali ile onaylarsa memurun idam fermanını imzalamış olacaktır. Bu nedenle Tasarıya memur maaşlarına ilişkin bir düzeltme eklenmek zorundadır. Ardından da bir memur paketi hazırlanarak sözleşmeli personele kadro başta olmak üzere, bayram ikramiyesi, vergi dilimleri, mülakatın kaldırılması, 3600 ek gösterge, yardımcı hizmetliler gibi konular acilen çözülmelidir. Biz, bu konuda hazırladığımız mektuplarımızı, ülkemizin her köşesinden Sayın Cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanı Yardımcısına, siyasi partilerimizin grup başkanvekillerine ulaştıracak ve bir çözüm üretilmesini isteyeceğiz. Kamu çalışanlarından yana olmayan politikaların bir uzantısı olan 2020 yılı bütçesi, bu haliyle memurun bütçesi olmaktan çıkmış, sinekten yağ çıkarma bütçesi olmuştur.

2020 yılı bütçesi, memur ve emeklinin kurban edildiği bütçe değil, memurun bütçesi olsun diyor, hepinize saygılar sunuyorum” ifadelerini kullandı.

Yapılan açıklama sonrası Türkiye Kamu Sen’e bağlı sendika temsilcileri TBMM de gurubu bulunan AK Parti, MHP, CHP ve İYİ parti temsilcilerine mektup yolladılar.