Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Erzincan Bilgeleri Kitabı Çıktı

Erzincan’da yaşamış beş büyük gönül erinin hikâyelerinin yer aldığı ve Ahmet Yesevi Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanlığı Basın, Yayın ve Tanıtım Uzman Yardımcısı Yazar Harun Sarıgül’ün Erzincan Bilgeleri Çocuk Kitabı Çıktı.

Erzincan’da yaşamış beş büyük

Anadolu, yüzyıllardır birçok ulu ve bilge kişi yetiştirmiştir. Türk insanının manevi kimliğini şekillendiren bu erenler, Anadolu’yu karış karış gezerek, bilgi ve sevgiyle Anadolu’yu mayalayan birer irfan abidesi olmuşlardır.

Yaşadıkları muhitleri, kendi devirlerinin “kültür havzaları” haline getirmişlerdir. Anadolu’nun kültür havzalarından biri olan Erzincan şehrinde de birçok arif yaşamış, hem nasihatleriyle hem de yaşantılarıyla insanları doğruya, iyiye ve güzele davet etmişlerdir.

ERZİNCAN BİLGELERİ

Çocukluk dönemi, hepimizin kimliğinin oluştuğu, gelecek yörüngesinin çizildiği, zihin ve gönül dünyamızın oluşmaya başladığı ve ömür sırlarının şekillendiği çok önemli dönemlerden biri olsa gerek. Bu dönemde, ninelerimizin, dedelerimizin ve büyüklerimizin bize anlattığı, okuduğu hikâyeler, menkıbeler, bizlerin gönül dünyasını genişleten ve önemli ufuklar çizen, okullarda bulamadığımız derinlikleri kazandıran, bizi kendi nefsimizin arzularına karşı koruyan, hiç beklenmedik anlarda aklımıza, gönlümüze düşerek kendimizi hatırlatan irfan sızıntılarını barındırmaktadır.

Bu sızıntıların sahipleri vardır. Bunlar, Anadolu’muzun gönül dünyasını şekillendiren manevi mimarlardır. Güzel coğrafyamızın her şehrine her beldesine mihmandarlık etmiş, insanımızı, halkımızı eğitmiş ve ta ki devletlerimizin kuruluşuna, gelişimine ve dönüşümüne ilham veren mana erleri olmuşlardır.

Ülkemizin dört bucağı bu mana erlerinin hikâyeleri, menkıbeleri ile doludur. Bunlar, suya yazılıp kaybolan yazı gibi unutulan hikâyeler olmamış, gönülden, sözün sahibinden gelen ilham ve ikramlardan zuhur ederek, bir kurgu ürünü olmayan hakikat hikâyeleri olmuştur. Bu nedenle dilden dile, nesilden nesile anlatılarak gelmiş, bizlerin gönüllerini açan ve gönül şehirlerimizi kuran hikâyeler olmuşlardır. Yılların birikimi ile günümüze kadar gelen bu hikâyeler, aynı zamanda Anadolu insanın kültürünü, sosyal yaşamını, hayata ve dünyaya bakışını da kendi içine alarak adeta bizlere kaynaklık edecek bir hüviyet de kazanmıştır.

Sözün yerini daha çok yazının aldığı, ilmin ve bilimin dönemi olan bu çağda, Anadolu erenlerini çocuklarımıza anlatacak şeker tadında çocuk hikâyelerinin yazılması, bu irfan geleneğinin korunması ve geleceğe daha sağlam aktarılması açısından çok ehemmiyet arz etmektedir. Bizim çocuklarımıza bizleri anlatacak eserler bırakmak, gelecek mirasımızı korumanın en güzel yollarından biri olacaktır.

Kuşkusuz bu minvalde yapılan çalışmalardan birisi de yakın zamanda Haydi Kitap’tan çıkan ve Harun Sarıgül’ün kaleme aldığı Erzincan Bilgeleri adlı eserdir. Yazarın Erzincanlı olması, o yörenin sosyoekonomik ve kültürel yapısını iyi bilmesi, kitabın anlatım gücü ve etkinliğini arttırması yönünde oldukça önemli bir etkendir. Güzel bir tasarıma sahip olan bu kitap, resimlerle zenginleştirilen içyapısı, çocuklara uygun, arı-duru bir dille kaleme alınmış. Bunlarla beraber yazarın yetiştiği yöre sözlü kültürün hala canlı olarak yaşadığı bir yer. Bu da kitabın masal tadında okunmasının yanında, kitabın duyulmak için de yazılmış olduğunun bir göstergesi. Çocukken, soba başında dinlediğimiz hikâyeleri andıran bu kitap, çocuklarımızın da gönlünü ısıtacak gibi duruyor.

Eserde Erzincan’da yaşamış beş büyük gönül erinin hikâyeleri yer almakta. Muhtemeldir ki; yazarın doğduğu, çocukluğunu geçirdiği, hayatının anlam arayışlarının başladığı bu beldede, belki de hikâyelerini dinleyerek büyüdüğü bu hazretlere bir vefa borcunu ifa edercesine kaleme aldığı eseri, anlatım yönünden ayrı bir içtenlik ve akıcılığa sahip. Yazarın, hazretleri anlatmak için kullandığı ‘dedemiz’ şeklindeki ifadeleri, okuyucuyu satırlar arasında, bir büyüğün dilinden dinliyor hissiyatı katarak,  hem dinleyen çocuğumuzu hem de okuyanı kendi iç âlemine götürerek yalnız çocuklarımıza değil, bizlere de anlam ve derinlik katıyor. Yazar, bu mana erlerinin soyut anlam katmanlarına sahip zor kavramlarını, anlam kaybına uğratmadan, çocukların anlayabileceği somut bir dile indirmedeki meziyeti de ayrıca dikkat çekmektedir.

Kitapta, Erzincan’da yetişmiş ve tüm Anadolu’ya mâl olmuş beş gönül erinin hayat hikâyelerine yer verilmiş. Fatih Sultan Mehmet’e elçi gönderen Pir Mehmet, onun öğrencileri olan Pir Ahmet ve Pir Fethi, okuma yazma bilmemesine rağmen bir emir ile kitaplar dolusu şiir söyleyen Salih Baba ve Erzincan şehri ile anılan adına Terzi baba denilen Muhammet Vehbi gibi gönül erleri, bu kitapta yer alan hikâyelerin ana kahramanlarıdır. Bu kahramanlar olağanüstü ve ibret dolu hayat hikâyeleri ile çocuklarımızın iç dünyalarına dokunacak nitelikte.

Aklın her şey zannedildiği bu devirde, çocuklarımızı aklın çizdiği sınırlar arasında bırakarak dar dehlizlere düşmemesi için, gönüllerini açacak bu hikâye kitabını, onlara anlasalar da anlamasalar da, bebekliklerinden itibaren okuya okuya gönül dünyalarının açılmasına vesile olacağı kanaatindeyim. Hayal dünyalarını, kendi yaşadıkları toplumun kahramanlarıyla geliştirmek, onların iyi bir insan olma yolundaki gayretlerine yardımcı olacaktır. Anadolu insanının gönlünü yeniden inşa etmesi için, bu tür eserleri okumasında çok fayda göreceğini düşünüyorum.

Son olarak, yazarın ilk çocuk kitabı olan bu eserde, kendi doğduğu ve büyüdüğü şehrin manevi büyüklerini kaleme alarak bir nevi vefa örneği gösterircesine sergilediği bu gayretin,  hazretlerin himmetine vesile olmasını ve daha nice güzel eserleri kaleme almasını temenni ederim.